Pink Taxi
27 Ekim 2009 günü, gündemindeydi TV8’in; PINK TAXI… Türkçe söyleyişle PEMBE TAKSİ…Pembe boyalı, kadın sürücülü, kadın yolculu… Meksika’nın Pueblo kentinde kadınlara özel taksiler çalışmaya başlamış; sürücüsü de, yolcusu da yalnızca kadın olan…Çünkü Meksika’da kadınlara yönelik taciz, tecavüz olayları oldukça çokmuş ve hatta ülkenin başkenti Mexico City’de, trafiğin yoğun olduğu saatlerde kadınlara özgü otobüsler de, yalnızca kadın yolcuları taşımaktaymış; kadınları tacizden, tecavüzden korumak için…
Daha önce Londra ve Moskova’da başlamış “yalnızca kadınlar için” trafiğe araç çıkartma uygulaması, tinsel kimliğini görmezden gelenlerin kadının cinsel kimliğine yönelik saldırıları bağlamında … Böylesi ilkel benlik tutum ve davranışları karşısında, erkek saldırısından kadınları korumak anlamında ussal bir önlem olarak değerlendirilebilir bu uygulama… Ne de olsa Dünya genelinde, uygar geçinen bir ülke sözüm ona İngiltere ama en çok orada kadınlar uğramakta saldırıya… Kadınlar için en tehlikeli kent birinciğili; Londra’nın, ikincilik de Newyork’un… Moskova’yı ise hiç sorma… Gidiyor onların ardından koşa, koşa… Eh Meksika’da elde kalan en son arka bahçe olduğuna göre, bir başkalığı mı kalmalı USA’dan… Saldırılar artınca kadına yönelik; önlem alınmış işte böyle, taksiler sürücüleriyle, yolcularıyla olmuşlar artık pink…
Birkaç yıl öncesinde de RTE taifesinden gelmişti öneri “pink taxi” benzeri bir uygulama için… Olsaydı eğer RTE ve taifesinin düşünceleri feministçe; övgüler düzerdik kendisine “ne saygılı, ne ince bir düşünce” diye… Olmasaydı düşüncelerin altında bir al, aldatmaca, bir hile, bir hinlik, bir takiyye, gelmeseydi arkadan tak, tak sesleriyle takunya… Değer bulurduk onların da düşüncelerini övgüye… Heyhat, boşuna beklemeyiniz iyi niyet… Öneri gelince RTE ve taifesinden; herkese göndermeliyim “konuyu enine, boyuna düşünsünler” diye bir çağrı, bir davetiye… Zannımızca onların fikriyatınca ancak böyle getirilebilir dile; “kadınlara mahsus ulaşım aracı”…Mutlak surette vardır takiyye ba’bından bu fikriyatın yenecek bir haracı… Muhteşem Gülistan’da da Aralık 2007’de sürüldü benzeri bir görüş kamusal alana… Buyurunuz gidelim imdi Gülistan’a…İşitelim bakalım o günlerde ne demişlerdir, ne düşlemişlerdir; “aman halel gelmesin” diye şu kara peçeli fistana ?…
Bir toz zerresiyle bile halel gelmez hareme
Kararlarımız kat’idir, laf düşmez elaleme
Otobüs de tahsis ederiz, arzu edilirse tercihli yol bile
Fesatlık yapmayınız; öküz altında buzağı aramayınız
Arka bahçemizde yetişen nadide çiçeklerimiz için;
Hizmette sınır yoktur bizde…
Lakin yine de tam manasıyla içimiz ferahta değildir
Fikriyatımız ve de fıkıh hayatımız ziyadesiyle meşguliyettedir
Bakışlardan korumak için hanım kızlarımızı; camları mı boyasak karaya ?...
O halde de pek bir fırsat mı vermiş oluruz şu fitne, fücur maskaraya ?...
Yine de pek bir ehemmiyet etmeyiz, itibar da küffarın eleştiri oklarına;
Lakin ürkütmek de istemeyiz zevatı aniden
Aman çok da belli olmasın; kaleleri fethettiğimiz içten, içten…
Şimdilik alıştıra, alıştıra ve de lafla uyuştura, uyuştura;
Varmaktayız hedefimize Mehter adımlarıyla
Saldırmaktayız mevzilere; iki ileri, tepkiler geldikçe bir geri…
Şunun şurasında ne kaldı toplamaya, sabrımızın meyvelerini ?...
Biçare laik taifesi teselli için meyhane köşelerine daldı;
Hayal kurmakta biteviye, yarımcacık akli-fikri mazide,
Halbuki onlara müsamahamız olmayacaktır, sarhoşluk için atide…
Şimdilik serkeşliklerine ve de amellerimize dil uzatmalarına göz yummaktayız
Tez zamanda o dillerini onlara yutturacağız ve de yutturduktan sonra da
Hanım kızlarımıza mahsus otobüs de neymiş;
Tecrit de edeceğiz, izole de onları sosyal ve de kamusal hayattan
Mektep, medrese, top yekun seyahatten
Takdir de etseniz, tekdir de; beyhude
Nasılsa bundan gerü saltanat; işte bu heyetten
Şüpheleriniz varsa, herhangi başka bir cihetten
Kaçış, kurtuluş yoktur aramızdaki cihattan
Şükürler olsun ki açmıştır Rabbim zaferimizin yolunu
Bu yolda muzaffer eylesin Ya Rabbim şu Tayyip kulunu
Hele bir zaferimiz mübarek olsun; tanır mıyız bakalım şu laikin ne dulunu, ne dölünü ?...
İşte o zaman göreceksiniz; her bir mevkide ve de mertebede,
Muazzam Gülistanımız’a layık ve de muteber milyonlarca gülünü…
İşte 27 Ekim 2009 günü, düşünce TV8 yansılarına PINK TAXI duyumu; depreştirdi benim, eski defterleri karıştırma huyumu… İster bu dünya, ister ahiret adına; yaşamı zehir etmek için kadına erkeklerin başlattığı oyuna düşürülmek istenmekte kadınlar… Bahanesi vardır her yerde, her zamanda düzen tutucuların, düzen koruyucuların; kadınlara yönelik…Kimisi tecavüzden, tacizden korumak için, kimisi bu dünya şöyle dursun, cennetde yaşatmak için, yaşamdan soyutlamak ister yaşam yoldaşını, eğitmek, terbiye etmek varken yoldan çıkmış adem arkadaşını…
Ve bu arada dönersek muazzam Gülistan’a… Geçtiğimiz günlerde hanım kızlarımızdan türbanlı ve de etekleri uzun fistanlı, o kutsal haremlerine dalanlar arasında bulamamış olmalı ki sıcacık bir “erkek” kucağı, koymuş baldır, bacağı; Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu’nun mermerden dizlerine… Onun taştan dizleri bile kim bilir ne sıcak gelmiş olmalı ki haspaya, pek bir mutlu gülüvermiş şu şeytan işi kameraya… Yazımızın eşliğinde sunalım gözlerinize bu ziyafeti… Bu arada görüp de bu vaziyeti; “Na mahreme halel geldi eyvah…Tezden imam nikahı kıymak gerekir” diye koparırsa Hocaefendiler kıyameti… Sorumluluk hanım kızımıza aittir ben o işlerden anlamam… Zira bu mealde vardır geçmişte bir mesel; aktarmadan geçmeyelim… Hani otobüs yolculuğu sırasında, kalkınca bir ademoğlu koltuktan, ola ki oturursa onun yerine bir nisa; etmiş sayılırdı zina… İşte şimdi bu durumda sırıtarak ve kırıtarak Türkiye Cumhuriyetinin Atasının kucağında oturan RTE kerimesinin durumu, vaziyeti ne olacaktır ?... Zannımızca meselenin tezden derin hocalara sorulması vaciptir…
Selma Erdal