Bir Maç Analizi;
9 Eylül 2009 akşamı, düzenlense de İzmir’de tören ve fener alayı, KURTULUŞ anısına, ne yazık ki kudurdu Türkiye; BOSNA-HERSEK Maçı safhasına… Her zamanki gibi maç öncesinde, çok bilmiş yüz ifadesiyle, dudaklarını şekilden, şekile sokup beyanat veren TERİM; Emre’nin golünün ardından, neredeyse 12.oyuncu gibi ve RTE kıvamındaki “one minute” kabadayılığıyla boy gösterince o koca göbeği eşliğinde, maçın 15.dakikasında takıldı Portekizli hakemin barajına… Bir zamanlar sahaların efendisi olan TERİM; şimdilerde efe olsa yine iyi, tam bir “Adanalıyık”… Kasımpaşalı ile geze, geze; o da oldu bir geveze… Laf çok, iş yok… Nerede o; oyuncuları motive eden, moral veren, “hadi onun şimdiki kişiliğine uyan sözlerle yazayım” gaz veren, gaza getiren TERİM ?... Bir zamanların sibuple Ajdası’nın, bugünlerde Kürtçe ezgilerle halk dalkavukluğuna soyunarak avamlaşması gibi, İtalyan beyefendiliğinden, Mafia’ya kaymış bir TERİM, saha kenarından meydan okuyor; “Ben sizi öyle bir s..erim”… Bu havalar, bu başaktan biçmeler... Bu erken kasılmalar, erken ötmeler… Sonuç: AB için bir taşla, iki kuş…
“Hoppala, AB de nereden çıktı?... Ne güzel sokak jargonuyla, maçtan söz ediyorduk… Ne güzel mahalle ağzıyla takılıyorduk… Döndük, dolaştık yine AB’ye bulaştık…” diyecek, diyebilecekler için bir kez daha yinelemeliyim: 9 Eylül 2009 gecesinin sonucu; AB için bir taşla, iki kuş…
Anlamak için dönelim yine maça; görelim, bakalım AB politikaları bizlere yine neler biçe ?...
BOSNA HERSEK; Müslüman Osmanlı’nın izlerini taşıyan son kale… Bosnalılar almasın diye onları bundan gerü ka’ale; Portekizli hakem çalıştı Boşnakların lehine… Boşnaklar bunun bilincinde miydi, ayırdında mıydı ya da bunun pazarlığı baştan yapılmış mıydı?... Çok bilinmeyenli bir denklem… Ama yine de baştan alınmıştı önlem AB yakasından… Boşnaklar kayırılmış gibi görünse de, onlar bu oyunda yalnızca figuran ki maç sırasında çokça sevinip ve sonrasında yapsalar da bayram… Nasılsa onlar AB için çıtır çerez, küçük lokma… Bertaraf etmek kolay… Asıl olay; İspanya’nın peşine takılmasın Türkiye, Dünya Kupası için… Çünkü Türkler Avrupalı değil… Bu arada Boşnaklar’a verilen mesaj, verilen ileti; “Bırakın şu Müslümanlık denen illeti… Siz Avrupalısınız…Türkler’e göre; ırkların asısınız… Kopun Osmanlı geçmişinizden; unutmayın siz Slavın hasısınız”… Ve böylece açılmalı; Boşnaklar’la, Türkler’in arası…
Avrupa yakasından, Anadolu yakasına geçtiğimizdeyse, durum pek de başka değil…10 Eylül 2009 akşamı, FOX tv’den başladı yaylım ateş; BOŞNAKLAR artık değildi kardeş… Nasılki Hollanda, İtalya ya da Danimarka ile karşılaşıldığında; her maçta HAKEM’in yanlı tutumu bizi bitirdi… Hollandalılar’a, İtalyanlar’a, Danimarkalılar’a değil de; her maçta Türkiye, HAKEMLER’e yenildi… İşte 9 Eylül gecesi de Boşnaklar’a değil, Portekizli HAKEM’e yenildi Türkiye…Öyle anlatıyordu MURDOC’un kanalı; bu maçta da Türkiye değil, HAKEM hatalı… FOX tv ekti maçın ertesinde nifak tohumlarını; çok Türkçü imiş gibi şu “kurnaz tilki” televizyonu, Kurtuluş Savaşı öncesindeki “sünnetsiz” sahte imam efendiler gibi…
Türkiye 2002 yılından beri; her alanda ve her anlamda gerilemekte… Futbol konuşuyoruz ya, futbol ağzıyla yazayım; “küme” düşmekte… Düşe, düşe yakında girecek bir kümese… Tilkilerin, çakalların saldırısına karşı da korkak tavuklar gibi savunmasız kalacak…
Önce FORTIS Kupası koydular adını, şimdilerde de BANK ASYA LİG’i… Sokaklarda halı pataklayan mahalle kadınları tanıtımını yapmakta Türk Futbol Ligi’nin… Oysa elektrik süpürgeleri ben doğmadan önce üretilmişti ve benim çocukluğumda yasaklanmıştı sokaklarda halı dövmek/pataklamak/evin tozunu sokaklara atmak… Çarıklı erkan-ı harb; işbaşında… Ülke yoz, yobaz… Ülkedekilerin çoğu; yasa, kural tanımaz… Kümeslerde; tavuk, ördek, kaz… Kart, kırt, kurt, kürt derken; kurt nesli de tükendi, küresel ısırmaya kurban, çoğu gıdıklanmakta Silivri’de…TÖ ile öncelikli sıraya oturtuldu futbol; devlet protokolü onunla yer almaya başladı maçlarda… Onun ardılları bugünlerde ülkeyi yönetirken, takunyalarıyla futbol oynamakta…Oyuncular oyuncak; tarikatların kucağında… İki maç arasında; Fetoş dedelerinin elini öpmekte… Atatürk’e mahsusdu; sporcunun zeki, çevik ve akıllısını sevmek… Bizler de Atatürkçüysek eğer yakışır bizlere; TERİM ve taifesine sövmek…
Selma ERDAL; Bursa