LAFOLOG MENOPOZ CADI - Cumhuriyeti Kavramak...
   
 
  Home
  Contact
  GDO ya da Genetiği Dönüştürülmüş Oğlanlar...
  GDO ya da Gıdıklama Dengemi Oğlum...
  Gençlerin İşsizliği...
  Tabiiki Geçeceğiz Sınır Ötesine...
  Hülya Bu...
  İlk Kurşun Anıtı...
  Turkishman In Newyork...
  Boşver Be Kadın...
  İnsan Haklarının Anlamı...
  İsteriz de, İsteriz !...
  BEŞİKTAŞ Şampiyon, ORTA DİREK Küme Düştü...
  Ben Olsaydım...
  Hazmedilecek Daha Ne Kaldı?...
  Yıl 2009...
  Bir Maç Analizi...
  Pink Taxi
  Bir Yakınma Yazısı...
  İçelim Açılalım...
  Neyi Anlamıyorsun Nuri ?...
  Viagra...
  İslamiyet ve Eşcinseller...
  Cumhuriyeti Kavramak...
  Hacivat'la Karagöz
  Atatürk İlkeleri'ne AÇILIM Yapmak...
  5 Ekim Dünya Çocuk Günüymüş...
  Ampul Yutmuş Yılan...
  Tıpta Laiklik...
  Can Güvenliğimiz İçin Bir Dilekçe...
  Kimin Üstünlüğü ?...
  Koş Vatandaş, Koş; Kurbanlık Bunlar !...
  Eyvah !... Başımıza Taş Yağacakmış...
  Halkçı ECEVİTLER ya da ECEVİT A.Ş. Üzerine Bir Yazı
  25 Kasım...
  Hoşgörü...
  Derde Derman SARIGÜL...
  Kadınlarımıza...
  KALKIN AYAĞA ANADOLUNUN ANALARI !...
  10 Aralık için bir yazı
  Kamer GENÇ, Yiğit BULUT, Nihat GENÇ...
  Son Kertede Amaç; KÜRDİSTAN...
  Sandalye Kapmaca...
  Kırmızı Alarm !...
  Su Diye İnlemek İstemiyorsanız; TOPBAŞ Efendi'yi Durdurun !...
  Bugün Bizans Düştü !...
  RTE Haklı...
  Bugünlerde Pek Moda...
  Kutlu Doğumlar...

Cumhuriyet’i Kavramak…
                 O’nun Ölüm Gününde, Her Yıl Yeniden Doğmak…
 
I.Dünya Savaşı’nın ardından, güzel Anadolumuz’u paylaşan yedi düvele karşın o günlerin Gazi Mustafa Kemal’i; Anadolu halkını “Ya istiklal, Ya Ölüm” diyerek bir Kurtuluş Savaşı başlatmak için teşvik ederken şöyle demişti:
-HATTI MÜDAFAA YOK, SATHI MÜDAFAA VARDIR !...
 
Kemal ATATÜRK güzel Anadolumuz’u bağımsızlığına kavuşturmak için; yalnızca bir cephede değil, pek çok cephede birden savaşılması, Anadolumuz’un bütünüyle savunulması gerekliliğini bu sözleriyle anlatmıştır. Üstelik Kemal ATATÜRK; ülke savunmasının, yalnızca düşmanın ülkeden kovulmasıyla bitmediğini ve bitmeyeceğini de bu sözleriyle dile getirmiştir. Çünkü O; “yedi düvelin denize dökülmesiyle işimiz bitti” diyerek bir köşeye çekilmemiş, tersine devrimleriyle “sathı müdafaa” yaparak, bir diğer deyişle geniş bir alandaki savunmasıyla, Anadolu halkını içteki ve dıştaki düşmanlarından korumaya çalışmıştır.
Osmanlı Devleti’nin önemsemediği, giderek yok saydığı Anadolu Türkü’ne; NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE sözleriyle, Türklük’den kıvanmasını öğretmiştir. Ona dinsel gericilikten arınılmasının gerektiğini anlatarak İslam dininin akıl ve mantık dini olduğunun yolunu göstermiştir. En önemlisi de; Türk halkını, ulusunu aydınlatmak için yeni Türk harflerini doğrudan kendisi öğreterek, tüm ulusunun başöğretmeni olmuştur. İşte bütün bunların anlamı; “sathı müdafaa” kavramına girer. Bir başka deyişle; O’na göre belli bir hatta, bir diğer deyişle cephede düşmanla, elde silahla savaşmak yeterli değildir. Her alanda bağımsızlık için, bu savaşı toplumsal yaşamın her alanına yaymak gerekir. Dolayısıyla bağımsızlık savaşının ardından, yapılan devrimler “sathı müdafaa” demektir ki Türklük bilinciyle, kıvancıyla dolu bir ulus, misak-ı milli sınırları içinde ülkesini her alanda savunacaktır.
 
Önderimiz’in bu özdeyişi, Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı günlerde söylenmiş olsa da, günümüzün koşullarına göre yorumlanabilecektir ve bu anlamlı sözler 21. yüzyıl Türkiyesi’ne de uyarlanabilecek içeriktedir. Ülke savunulması düşünüldüğünde, ülkemizin bağımsızlığı için savaşım düşünüldüğünde, bu görevin yalnızca Tük Ordusu’nun yükümlülüğünde olduğu gibi bir düşünce vardır. İşte böyle bir düşünce “hattı müdafaa” kavramına girer. Oysa Önderimiz ATATÜRK’ün dediği gibi; her alanda bağımsızlık, her alanda özgürlük için “sathı müdafaa” gereklidir.
Bu nedenle;
*Öncelikle uluslararası alanda siyasal çıkarlar, siyasal hırslar uğruna ülkemizin bağımsızlığından ödün vermeyen, ülkemizi pazarlık konusu yapmayan, ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıran siyaset adamlarının, devlet adamlarının varlığıyla…
*Ekonomide; ülkemizin çıkarlarını düşünen işadamlarının ve üretken işçilerinin, emekçilerinin varlığıyla…
*Eğitimde; Atatürk İlke ve Devrimleri’nden sapmayan öğretmen ve öğrencilerinin varlığıyla…
*Kamuda; devletinin çıkarları doğrultusunda, bununla birlikte kamu yararı ilkesinden ödün vermeden hizmet eden memurlarının (polisiyle, doktoruyla, yargıcıyla, savcısıyla,mimarıyla, mühendisiyle,vergi memuruyla) varlığıyla…
*Tarımda; toprağının veriminin artışını düşünen, ormanını koruyan köylüsünün varlığıyla…
*Nüfus oluşumunda; çok sayıda çocuk değil, iyi eğitilmiş, iyi yetiştirilmiş çocukları isteyen ana-babalarının varlığıyla…
*Tüm haklarının yanı sıra, “çevre hakkı”nın da ayırdında, ulus bilinci kadar çevre bilinci de gelişmiş, doğasını, doğal kaynaklarını koruyan, her alanda sürdürülebilir kalkınmayı amaç edinmiş yurttaşlarının varlığıyla…
HATI MÜDAFAA YOK, SATHI MÜDAFAA VARDIR özdeyişi günümüzdeki gerçek anlamını bulur. Öyle ki yalnızca Kurtuluş Savaşı günleri için geçerli olmakla kalmaz, günümüzden sonsuzluğa değin Önderimiz Kemal ATATÜRK’ün düşüncesinden gerçek yaşama taşınmış olur.
 
Yaşadığımız günler bağlamında ulusumuzun değer yargılarındaki, tozumaya, çözülmeye, bozulmaya karşın anımsatmayı ve ATATÜRKÜMÜZ’ü saygıyla andığımız her 10 Kasım’da da yeniden, yeniden doğduğumuzu dosta düşmana duyurmayı bir yurtdaşlık görevi bildim…
 
Kemal ATATÜRKÜM;
İç ve dış bedhahların pusuda beklese de… Ülkemiz, ulusumuz karşıtlarının çelmesiyle takılıp, teklese de… Senin aydınlığını birileri karanlıklarıyla saklasa da… Her 10 Kasım’da bizler yeniden doğarız, senin yolunda çoğalırız… Ülkeni, ulusunu sonsuzluğa taşırız…
 
Selma ERDAL; Bursa
 
 
Today, there have been 25 visitors (44 hits) on this page!
This website was created for free with Own-Free-Website.com. Would you also like to have your own website?
Sign up for free